Fonksiyonel Beslenme ve Önemi
- Ecz.Akgün Özen
- 24 Oca 2018
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 20 Oca 2019

Beslenme ile ilgili kavramlardaki değişim, sağlık harcamalarındaki artış, yaşam süresinin uzaması, yaşlı insan nüfusundaki artış, insanların yaşam kalitesini artırma isteği gibi bazı önemli trendler ile ilgilidir.
Beslenmeye bağlı kronik hastalıklardan diyabet ve osteoporoz prevelansı artmaktadır. Türkiye’ de diyabet toplumun % 3.5’ inde görülmektedir. Son 5 yılda erkeklerde %25, kadınlarda % 14 oranında artmıştır. Şişmanlık, yetersiz fiziksel aktivite, stres en önemli risk etmenleridir. Osteoporoz prevelansı ise kadınlarda % 9.0, erkeklerde %0.6’ dır. Sorunun temel nedeni çocukluktan itibaren yetersiz ve dengesiz beslenme ve yetersiz fiziksel aktivitedir.
Geçmişe kıyasla daha fazla sayıda tüketici sağlıklı beslenme ve gıda takviyeleri konusunda bilgi edinmek istemektedir. Elde edilen bilimsel kanıtların ışığı altında sağlık için yararlı potansiyel etkiye sahip olduğu anlaşılan besinlere fonksiyonel besinler denir.
Fonksiyonel besinler doğal olarak içerdikleri fizyolojik aktif bileşenler (besin ögesi veya değil) ile sağlıklı beslenmemize katkıda bulunmanın yanısıra, , iyi hal ve sağlığı geliştirici, hastalık riskini azaltıcı potansiyel etkileri ile vücuttaki bir veya daha fazla hedef fonksiyonda yararlı etkiler oluşturduğu bilimsel olarak kanıtlanan besin bileşenleri olarak tanımlanmaktadır.
Fonksiyonel besin bileşeni; spesifik fizyolojik etkileri olan makro besin ögeleri (örneğin; dirençli nişasta veya n-3 yağ asitleri), veya elzem mikro besin ögeleri , veya elzem olmamasına karşın besin değeri olan bir besin bileşeni (örneğin; oligosakkaritler), veya hiçbir besin değeri olmayan bir besin bileşeni (bitki kimyasalları veya canlı mikroorganizmalar) olabilir.
Önümüzdeki zaman içinde bu kavramın daha iyi anlaşılacağı ve önemseneceğine inanmaktayım.
Comments